İş yaşamının hayatımızdaki önemi değiştikçe, ruh sağlığı desteği konusunda işyerlerinin, çalışan ihtiyaç ve beklentilerinde daha fazla önem kazandığını görüyoruz.
Ekim 2022'de ABD Sağlık Bakanlığı yetkilileri, ilk “İşyeri Ruh Sağlığı ve Refahı Kılavuzu” nu yayınladılar. Bu kılavuz, İşyeri Ruh Sağlığı ve Refahı için kavramsal çerçevenin, psikoloji bilimi ışığında geliştirilmesini sağlayan bir yayın. Kılavuzda, işyeri ruh sağlığı ve refahı için beş temel unsuru belirlenmiş:
Zarardan koruma (güvenlik ve emniyet dahil)
Bağ kurma ve topluluk duygusu (sosyal destek ve aidiyet dahil)
İş-yaşam uyumu (özerklik ve esneklik dahil)
İşyerinde önemsenmek (haysiyet ve anlam dahil)
Büyüme fırsatı (öğrenme ve başarı dahil)
Benzer bir biçimde, APA'nın “2023 Amerika'da İş Yaşamı Anketi” nin sonuçları, psikolojik iyi oluşun, çalışanlar için önemini teyit eder nitelikte:
Çalışanların %92'si, duygusal ve psikolojik iyilik hallerine değer veren bir kuruluşta çalışmanın;
a) çok(%57) veya,
b) nispeten (%35) önemli olduğunu belirtiyorlar.
Yine çalışanların %95’i, işyerinde saygı duyulduğunu hissetmenin kendileri için;
a) çok (%66) veya,
b) nispeten (%29) önemli olduğunu söylüyorlar.
ABD’de bazı anket sonuçları olumlu gelişmeler gösterse de veriler, iyileştirmelere ihtiyaç olduğunu da ortaya koyuyor. Çalışanların %55'i;
• güçlü bir şekilde (%21) veya
• bir şekilde (%34), işverenlerinin, işyeri ortamlarının gerçekte olduğundan çok daha sağlıklı olduğu yanılgısında olduğunu düşünüyor.
ABD Sağlık Bakanlığı Kılavuzu maddeleri doğrultusunda araştırma sonuçlarını özetleyecek olursak:
1. Zarardan koruma
Bu unsur, son yılların sık kullanılan terimleri “toksisite” ve “mobbing” ekseninde değerlendirilmiş.
Toksik işyerlerinin yaygınlığı sektöre göre değişiyor: Müşteri/Tüketici/Sağlık Hizmetleri çalışanlarının işyerlerini "toksik" olarak nitelendirme olasılıkları, ofis çalışanlarına göre daha yüksek; %26'ya karşı %14.
Ayrıca, ofis içi çalışanların, uzaktan çalışanlara göre toksik bir işyeri bildirme olasılıkları daha yüksek; %22'ye karşı %13.
APA araştırmasına göre, neredeyse her beş kişiden biri (%19) toksik bir işyerinde çalıştığını söylüyor.
İşinden hiç memnun olmayan veya çok memnun olmayanların çoğunluğu (% 59) işyerlerini toksik olarak tanımlıyor. Ayrıca, toksik bir işyeri bildirenlerin %58'i, toksik bir işyeri bildirmeyenlerin yalnızca %27'sine kıyasla, gelecek yıl farklı bir şirket veya kuruluşta yeni bir iş aramayı planladıklarını bildiriyor.
Hizmet sektörü çalışanlarının yüksek bir yüzdesi iş yerinde bir tür sözlü taciz yaşıyor:
Ankete katılanların neredeyse dörtte biri (%24), son 12 ay içinde işyerinde şirket içi veya dışından birinin kendilerine bağırdığını veya sözlü olarak taciz ettiğini söyledi.
Yüz yüze çalışanların dörtte birinden fazlası, uzaktan çalışanlardan (%18) önemli ölçüde daha fazla sözlü taciz (%26) bildirdi.
Buna ek olarak, Müşteri/Tüketici/Sağlık Hizmetleri çalışanlarının birine yakını (%31) bir tür sözlü taciz bildirirken, beden işçilerinin (%23) ve ofis çalışanlarının (%22) dörtte birine yakını benzer durumda.
2. Bağ Kurma ve Topluluk Duygusu
ABD Sağlık Bakanlığı’nın Ekim 2022’de yayınladığı “İşyeri Ruh Sağlığı ve Refahı Kılavuzu”, sosyal bağ kurma ve topluluk hissi için fırsatlar yaratan kuruluşların, çalışan ruh sağlığı ve esenliğini iyileştirmeye destek olabileceğini vurgulamaktadır. Her işyerinde bulunması tavsiye edilen bu destek, iki temel insani ihtiyaca dayanır: sosyal destek ve aidiyet.
Yine de işyerinde yalnızlık, çalışanların anlamlı bir yüzdesi tarafından yaşanan bir duygudur:
Çalışanların çoğu işyeri ilişkilerinden genel olarak memnun olduklarını bildirse de, dörtte birinden fazlası (%26) işyerinde yalnızlık veya izolasyon duyguları yaşadıklarını belirtiyor.
Düşündürücü bir biçimde bu yalnızlık duygularının yaygınlığı, Müşteri/Tüketici/Sağlık Hizmetleri çalışanları için
en yüksek %35,
ofis işi yapanlar için %23
ve beden işçileri için %22 olarak belirtiliyor.
3. İş – Yaşam Dengesi
ABD Sağlık Bakanlığı’nın Ekim 2022’de yayınladığı “İşyeri Ruh Sağlığı ve Refahı Kılavuzu”, iş - yaşam uyumunun, psikolojik iyi oluş ile ilişkili olduğu sonucuna ulaşmıştır.
İş-yaşam uyumu, iş ve iş dışı taleplerin özerklik ve esneklik gibi insani ihtiyaçlarla bütünleşmesi olarak tanımlanır. İş-yaşam uyumu, diğer şeylerin yanı sıra, kişinin işini "nasıl, ne zaman ve nerede" yaptığı üzerinde sahip olduğu kontrol miktarını içerir.
İş ve ev hayatı arasındaki çatışmaları azaltmak için yeterli esnekliğe sahip olmak iş – yaşam dengesinin kapsamında değerlendirilir. İş ve kişisel yaşamlarını dengede tutma esnekliğine sahip olmadıklarını söyleyen çalışanlar (%67), bu esnekliğe sahip olanlara (%23) kıyasla, çalışma ortamlarının zihinsel sağlıkları üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu bildirdiler.
Çok sayıda çalışan, izinlerine saygı duyulmadığına inanıyor:
Ne yazık ki, ankete katılanların dörtte birinden fazlası (%26) "işverenim kişisel sınırlarıma saygı duymuyor" ifadesine, kesinlikle veya kısmen katılıyor. Ayrıca, ankete katılanların yarısından azı (%40), işverenlerinin, çalışanların izinlerine saygı duyulan bir kültür sunduğunu bildirdi. Ofiste çalışanların (% 48), beden işçilerine oranla (% 25), izin zamanlarına saygı gösterme olasılığı neredeyse iki kat daha fazlaydı.
4. Önemsenmek
ABD Sağlık Bakanlığı’nın Ekim 2022’de yayınladığı “İşyeri Ruh Sağlığı ve Refahı Kılavuzu”, işyerinde önemsenmenin ve anlamlı bir iş yapıyor olmanın, psikolojik iyi oluş ile ilişkili olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Rapora göre insanlar, etraflarındakiler için önemli olduklarını bilmek ister, bu bir haysiyet ve anlam duygusu içerir. Ankete katılanların % 95'i işyerinde saygı görmenin kendileri için önemli veya çok önemli olduğunu söylüyorlar.
Anlamlı bir işe sahip olmadıklarını bildirenlerin, tipik olarak gergin veya stresli olduklarını bildirme olasılıkları (%71), anlamlı bir işe sahip olduğunu bildirenlere (%45) göre çok daha fazladır.
Mikro – Yönetim
ABD Sağlık Bakanlığı’nın Ekim 2022’de yayınladığı “İşyeri Ruh Sağlığı ve Refahı Kılavuzu”, Mikro yönetimin, gerginlik ve stres yarattığı sonucuna ulaşmıştır.
Her 10 çalışandan dördü (%42) işyerinde “mikro” tarzda yönetildiğini hissettiğini bildirdi. Mikro yönetim hissedenlerin, hissetmeyenlere göre gergin/stresli hissetme olasılıkları çok daha yüksektir (sırasıyla %64'e karşı %36).
5. Büyüme Fırsatları
ABD Sağlık Bakanlığı’nın Ekim 2022’de yayınladığı “İşyeri Ruh Sağlığı ve Refahı Kılavuzu”, çalışanların büyüme fırsatları istediklerini, hatta buna ihtiyaç duyduklarını bulgulamıştır.
İnsanın, sürekli öğrenme ve başarı fırsatları arıyor olması, bilinen bir psikolojik ihtiyaçtır. Çalışanların ezici çoğunluğu (%91), sürekli olarak öğrenme fırsatlarına sahip oldukları bir işe sahip olmanın, kendileri için çok veya biraz önemli olduğunu; %94'ü başarı duygusu kazandıkları bir işe sahip olmanın kendileri için çok veya biraz önemli olduğunu söylüyorlar.
Büyüme fırsatları, psikolojik iyi oluş ile doğrudan ilgilidir. Büyüme ve gelişme fırsatlarından yoksun olan çalışanların, bu fırsatlara sahip olanlara göre kendilerini gergin ve stresli hissetme olasılıkları daha yüksekti (%66'ya karşı %42).
Comments