İş Hayatında Suskunluğun Maliyeti Büyük: Diyalog Kültürü Nasıl İnşa Edilir
- Emin Ersoy
- 7 Eki
- 2 dakikada okunur
Fikir ayrılıkları, her organizasyon için kaçınılmaz bir gerçektir. Ancak asıl tehlike, bu farklılıkların yarattığı çatışma değil, suskunluktur. Bir kurumda sesler yükselmek yerine alçalıyorsa, bu durum gelişimden uzaklaşmanın bir işaretidir. İş dünyasının çok sesli yapısında, farklı kuşaklardan, geçmişlerden ve zihinsel haritalardan gelen bireylerin sessizleşmesi, inovasyonu değil, içsel kopukluğu büyütür. Çünkü konuşulmayan sorunlar çözülmez, saklanan fikirler potansiyel olarak kalır.

Diyalog Kültürünü Yıkan ve İnşa Edenler
Bir kurumun iç sesi, sadece yapılan toplantılarda kimin konuştuğuyla değil, kimin sustuğuyla da şekillenir. Diyalog, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir güven rejimidir. Bu rejimin temeli ise, çalışanların kendilerini rahatça ifade edebildiği bir ortamla atılır.
Diyalogu Zayıflatan Unsurlar:
Cezalandırıcı İklim: Bir cümlenin pozisyonu sorgulayacağını düşünen çalışanlar, kelimelerinden geri çekilir. Bu durum, yapıcı eleştirinin yerini "stratejik sessizliğe" bırakır. Gerilim kaybolmaz, sadece görünmez olur.
İletişim Odaklılık: Kurumların diyaloğu, sadece çözülmesi gereken bir "iletişim sorunu" olarak görmesi, kültürel dokuyu gözden kaçırmalarına neden olur.
Diyalogu Güçlendiren Unsurlar:
Güven Ortamı: Farklılıkların çatışmaya değil, anlayışa zemin oluşturduğu bir ortam yaratılmalıdır. Bu, sadece psikolojik güvenlik değil, aynı zamanda entelektüel cesaret de üretir.
İlişki Etiği: İletişim, yalnızca net cümleler kurmakla ölçülmez. Asıl belirleyici olan, bu cümlelerin hangi ilişki zemininde kurulduğudur. İlişki zemini zayıfsa, en dikkatli seçilmiş kelimeler bile anlamını yitirir.

Sessizlikten Geri Bildirime: Yöneticilerin Rolü 🧑💼
Bir kurumda diyalog kültürü, eğitimlerden çok yöneticilerin davranışlarıyla inşa edilir. Yöneticiler, yalnızca karar alıcı değil, aynı zamanda diyalog kalitesinin taşıyıcılarıdır.
Savunmaya Geçmeden Dinlemek: Yöneticiler her eleştiride savunmaya geçmek yerine, anlamaya odaklanmalıdır. Aksi halde, çalışanlar geri bildirim vermek yerine tahmin yürütmeyi ve içsel sansürü öğrenir.
“Doğru” Soruları Sormak: “Bu konuda ne düşünüyorsun?” yerine, “Bu seni nasıl etkiledi?” veya “Burada bizim görmediğimiz ne olabilir?” gibi sorular sormak, yalnızca bilgi almakla kalmaz, bağ kurmaya da yardımcı olur.
Sessizliği Fırsat Olarak Görmek: Unutmayın ki sessizlik her zaman uyum göstergesi değildir. Bazen bastırılan ve biriken potansiyelin adıdır. Yöneticiler, sessizliği bozan her yorumu bir problem değil, bir fırsat olarak görmelidir.

Sizce bir kurumda açık ve yapıcı bir diyalog kültürü oluşturmak için yöneticilerin benimsemesi gereken en önemli davranış veya ilke nedir? Deneyimlerinizi ve düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın!
Yorumlar